Çevrim içi olarak düzenlenen ‘Aile Konferansı’ programında Din-Bir-Der Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, aileye zarar veren kanunların, yönetmeliklerin düzeltilmesi gerektiği çağrısında bulunurken MEDAV Genel Başkanı Muhammet Tayyip Elçi ise aile kurumunda yaşanan sorunlara çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Trabzon Kur'an Kursları Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Özdemir de aile hususunda herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
AİLE GÜÇLENDİRİLMELİ
Programın açış konuşmasını gerçekleştiren Muhittin Hamdi Yıldırım kanuni olarak aile kurumuna yapılan saldırılara dikkat çekerek, “Ailelerimizde bir dağılma görüldüğü için bir araya geldik. Aile yapımızı oluşturan 5 konu var; ailemizin kurumsal yapısı, aile yapımızda gençler ve çocukların durumu, ebeveyne yapılan saldırılar, evlilik sürecine ve sonrasına yapılan saldırılar, aile yapımıza yapılan saldırılar. Bu konuları bir bir işleyeceğiz. Aile konusunda kanunların, yönetmeliklerin düzeltilmesi lazım, aileye yönelik ekonomik saldırılar var. Aynı zamanda eğitim manasında da ailenin güçlendirilmesi lazım” dedi.
YILLARDIR YAŞANAN DEJENERASYONUN ACI MEYVELERİNİ GÖRÜYORUZ
İnsanın sosyal bir varlık olduğunun altını çizen MEDAV Genel Başkanı Tayyip Elçi ise ailede yaşanan sorunlara çare bulunmaması durumunda gelecekte daha fazla sorun ile karşılaşılacağını vurgulayarak, “İnsan sosyal bir varlıktır, insan tek başına yaşayamaz. İnsan diğer insanlar ile birlikte sosyal bir biçimde yaşamalıdır. Sosyal hayatımızın ve toplumsal yaşantımızın çekirdeği de ailedir. Aile ıslah olursa bütün toplum ıslah olur. İslam toplumunu bozmak isteyen güçlerin en büyük hedefi aile kalesini yıkmak olmuştur. Son yıllarda yoğunlaşan dejenerasyonun acı meyvelerini bugün hep birlikte görüyoruz. Bugün çatırdamaya başlayan aile yapımıza karşı tedbirlerimizi almazsak istikbalde İslam toplumu bir hayal olarak kalacaktır. İslami aile yapısını koruma ve İslami bir toplum inşa etme noktasında içerisinden geçtiğimiz bu kritik süreçte hepimize görevler düşmekte” ifadelerini kullandı.
KELİMELERİN ANLAMI BOŞALTILIYOR
Aileye birçok alanda saldırılar olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, asıl tehlikenin kavramların anlamlarını yitirmesi olduğunu ifade ederek, “Ben güzel örnekleri çoğaltmanın daha önemli olduğu kanaatindeyim. Bizim öncelikle güzel örnekleri göz önüne çıkarmamız gerekiyor. Türkiye’de ailenin tehdit atında olunduğu biliniyor. Bir kısmı bilinçli, bir kısmı bilinçsiz. İnsanımızın İslam’ı bilmemesinden kaynaklı tehditler var. Bir de bilinçli olanlar var. Yıllardan beri aşama aşama aile kavramında çözülme başladı. Aile konusunda da, İslami bir yaşam konusunda da asıl tehlike kavramlar ile oynanması. Bu suretle bazı mefhumların çirkinliğini gözümüzden kaçırılıyor. Siz zina, fuhuş derseniz bir anlamı oluyor fakat siz zinaya kaçamak derseniz ağırlığı yok oluyor” dedi.
DÜNYEVİLEŞME EN BÜYÜK TEHLİKE
Geçmişteki hassasiyetin kaybolduğunu ve günahların normalleştiğini ifade eden İşliyen, “Biz günahlara alışıyoruz. Aile ilişkilerimizde müstehcenliğe alışıyoruz. Bu yüzden güzel örnekler artırılmalı. Müslümanlar evliliği kolaylaştıracak tedbirler almalı. Gençleri 20 sene, 30 sene borcun altına sokularak kurulacak yuvalar Müslümanların hayatında olmamalı. Müslümanlar evliliği kolaylaştırmalı. Ailemizi tehdit eden, dış projelerin dışında bizi tehdit eden en temel tehlikelerden birisi dünyevileşmedir. Dünyevileşme bizi mahvediyor” dedi.
AİLE KURULURKEN DİKKAT EDİLMELİ
Ailenin tehdit altında olduğuna dikkat çeken İşliyen, aile kavramının tehlikesinin daha en başta aile kurulurken başladığını belirterek, “Nikahsız beraberlik özendiriliyor. Flört nikahı diye bir nikah türü yoktur. Yaptığımız yanlışlardan birisi bu. Sırf laf söz olmasın diye dini nikah kıyıldığını duyuyoruz. Aile tehdit altında. Ne yapacağız peki, Kur'an'da bildirilen talimatlara riayet edeceğiz. Kuran tesettürü emrediyor, zinayı yasaklıyor, bakmayı yasaklıyor. Bu kapsamda nikâh da bu tedbirlerden bir tanesi. Nikah kıyılırken yola nasıl çıkacak? Gençlerimiz tercihlerini yaparken neyi dikkate alıyorlar? Peygamberimiz birinci tercihiniz güzellik veya zenginlik olmasın diyor. Sorulması gereken soru bu: Bu kişi bana cennet arkadaşı olur mu, olmaz mı, soru bu olmalıdır. Bu soru ile başlamayan yolun sonu kötü oluyor. Büyüklerin de katkısıyla bozulan yuvalar var. Sadece kanunlar ile boşanma oranlarındaki artışı düşürmek mümkün değil. Elbette kanunlarda düzenlemeler yapılması şart ama sadece kanunlar ile olmaz” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR