Yoğun katılımla gerçekleştirilen kongreye Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın, Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ersan Bilgin, ÖĞ-DER Genel Başkanı Numan Gökmen, DİN-BİR-DER Şube Başkanları, delegeler ve dernek üyeleri katıldı.
Malazgirt Zaferi Gayri Müslimler Üzerinde Muazzam Bir Etkiye Sebep Oluyor
Din görevlilerinin toplum açısından önemine dikkat çeken Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, din görevlilerinin topluma örnek olması gerektiğinin altını çizdi. Karamollaoğlu, dünya üzerinde maneviyata olan bağının zayıflamasına vurgu yaparak, “Biz Anadolu’da özellikle Orta Asya’dan gelen kardeşlerimiz ile birlikte Malazgirt’te Alparslan’ın küçük bir ordusu Bizans’ın yüz bini aşkın ordusunu hezimete uğratmıştır. Daha da önemlisi yüz bini kişiyi aşan orduyu hezimete uğrattıktan sonra da hükümdarı zelil etme girişiminde da bulunulmamış. Ona insanca davranıyor ve kendi memleketine gönderiyor. Bu gayrimüslimlerim İslam’a karşı tavırlarında muazzam bir değişime ve İslam’a geçişi sağlıyor. Bu zafer ve sonrasında takınılan tavır Müslümanların gayrimüslimler üzerinde muazzam bir etkiye neden oluyor” dedi.
Biz Peygamber Efendimizi Örnek Almakla Mükellefiz
Müslüman bir kişinin "ben Müslümanım" dedikten sorumluluğunun arttığını belirten Karamollaoğlu, “Ben Müslümanım dedikten sonra siz yalan söyleyemezsiniz, insanlara iftirada bulunamazsınız, hakkı üstün tutmakla mükellefsiniz. Bundan dolayıdır ki biz bütün gayretlerimizin ülkeyi kalkındırmak, güçlendirmek, muhtaç kimseyi bırakmamak onun ihtiyacını gidermek üzere çalışmak mecburiyetindeyiz. Onun için Cenab-ı Hak İslam’ı muazzam bir din olarak Peygamber Efendimiz (S.A.V)’a indirmiş. Bugün de biz onu örnek almakla mükellefiz. Bizim için örnek olan Peygamber Efendimiz (S.A.V)’ın yaşantısıdır, İslam mükemmel olarak tamamlanana kadar, İslam toplumda benimsenene kadar çok farklı dönemlerden geçmiş” diye konuştu.
Diyanet Camiasının Muazzam Bir Sorumluluğu Var
Müslümanların yaşantısı ile örnek olma mecburiyetinde olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, din adamlarının bu konuda örnek olması gerektiğini belirterek, “Sadece İslam’ın temel ukdelerini anlatmak yetmez. Şu dönemde sizlere duyulan ihtiyaç önemli. Bizler örnek insanlar olmak için mücadele edeceğiz. Gayrimüslimler gibi değiliz. Papa çıkıyor, Cenab-ı Hakkın haram kıldığına helal, helal kıldığını haram kılabiliyor. Bozmadıkları kural kalmadı kendi aralarında. Bizde bunu kimse yapamaz. Biz farklıyız. Kıyamete kadarda bu din baki kalacak. Helal ve haram bellidir. Biz bunlara riayet edeceğiz. Sizlerde bunun örneği ve öğreticisi olacaksınız. Sizlerin üzerinde ciddi bir mükellefiyet var. Bütün diyanet camiasının muazzam bir sorumluluğu var. Bu kişiler bu sorumluluğu hissetsin, uygulamaya koysun emin olun muazzam bir değişime neden olur” ifadelerini kullandı.
Gazze'de Yaşanan Vahşet Daha Büyük
İslam dünyasında yaşanan sorunlara dikkat çeken Karamollaoğlu, Gazze’de yaşanan katliamı işaret ederek, “Dünyanın en büyük vahşeti Gazze’de yaşanıyor. Bütün dünya bunun görüyor. Batı da bile isyan var. Üst kademeden değil tabandan insanlar isyan ediyorlar. İsrail’in vahşeti kabul edilebilir bir şey değil. Her gün kendilerini savunmaya çalışan insanları bombalamak vahşetten başka bir şey değildir. 35 bin civarında insan katledilmiş, 70-80 bin civarında insan yaralanmış, katledilenlerin ise 15-20 bininin çocuk olduğu iddia ediliyor. Bu bir safsatadır katledilenlerin 200 bin civarında olduğu söyleniyor. Son zamanlarda bulunan toplu mezarlar bunun kanıtıdır. Böyle bir vahşete dünya bugüne kadar hiç şahit olmadı” diye konuştu.
Gençliğimiz Bunalım İçerisinde Maneviyatta Yoksun Bir Şekilde Yetişmektedir
Kongrede konuşan DİN-BİR-DER Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım da hem maddi hem de manevi olarak büyük erozyonlar yaşandığını ifade ederek, “Milli Eğitimin hali içler acısıdır. Ekonomide üretim büyük ölçüde dışa bağımlıdır. İç ve dış borçlanma alabildiğine artmıştır. Siyasiler arasında kutuplaşma ve gerginlik had safhaya ulaşmıştır. Gençliğimiz bunalım içerisinde maneviyattan yoksun bir şekilde yetişmektedir. Aileler Avrupa birliğinden ithal edilen çeşitli kanunlar yüzünden parçalanmaktadır. Milli gelirden gerekli payı alamayan büyük kitleler, emekliler, çiftçiler ve dar gelirliler; ekonomik bunalımlar içinde kıvranmakta, ülkenin kaynakları bir avuç mutlu azınlığa faizci sitemle transfer edilmekte olduğunu hep beraber müşahede etmekteyiz” dedi.
İktidar ve Muhalefet Kavgaları ile Yıllar Heb Olup Gitmektedir
Türkiye’deki cemaatlere de dikkat çeken Yıldırım, İslam’ın gösterdiği kardeşlik esaslarını düstur edinmek yerine başka amaçlara yöneldiklerinin altını çizerek, “Türkiye’deki cemaatler İslam’da ittifakı sağlama çalışmaları yapacak yerde, maalesef maddi menfaatler peşinde koşmakta birçoğu ülkemizin maddi ve manevi açıdan sürüklenmekte olduğu korkunç felaketi dahi göremeyecek bir durumdadırlar. Ülkemizde rahmetli Erbakan hocamızın belirttiği ve ortaya koyduğu ‘Hakkı üstün tutan adil bir nizamın kurulması’ çalışmaları yapılması gerekirken iktidar ve muhalefet kavgaları ile yıllar heba olup gitmektedir” diye konuştu.
İslam Toprakları Her Geçen Gün Daha Fazla Çatışma Alanına Dönüşmek Üzere
Adil bir paylaşımın olmadığına dikkat çeken Yıldırım, İslam ülkelerinin de sömürgeci ülkelerle aynı masada poz verdiğini belirterek, “Bugün Allah-u Teâlâ’nın ve Resulünün (S.A.V) biz Müslümanlardan istediği, başta İslam birliği ve adil bir nizamı kurma peşinde olmaya dair hiçbir emare gözükmemektedir. Tam bu noktada İslam’ı bilen Rabbani âlimler ve din görevlilerine düşen görev ise hiç çekinmeden; zalimler karşısında hakkın tebliğini her alanda yapabilmektir. İslam toprakları her geçen gün daha fazla İslam düşmanlarının çatışma alanına dönüşmek üzeredir. İşte Filistin, Kudüs ve Gazze ortadadır. Bu durum karşısında, Müslümanların birlik olması ve buna engel olması gerekirken, orada 8 aydır büyük zulümler ve soykırımlar altında inim inim inlemektedirler. Müslümanlar kendi problemlerini kendi aralarında Allah-u Teâlâ’nın Kitabını ve Resulünün (S.A.V) Sünnetini hakem yaparak çözmek zorundadırlar” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR