Bugün bir yandan ırkçı emperyalizm küresel sömürü imparatorluğunu perçinlemek için tüm İslam ülkelerini tam denetim altına almaya çalışmakta, öte yandan da yeryüzünün her köşesinde Müslümanlara yönelik baskı ve şiddet olayları devam etmektedir.
Myanmar hükümetinin Arakan’lı Müslümanlara yönelik tüyler ürpertici katliamı tüm dünyanın gözü önünde sürmektedir. Arakan’da Müslümanlara ait ibâdethane, okul ve evler içinde insanlar varken kundaklanmakta ve yakılmaktadır.
Geçtiğimiz dönemde vahşet doruk noktasına ulaşınca artan tepkiler üzerine Myanmar hükümeti ile diplomatik temas sağlanmış, konunun üzerine gidiliyor gibi yapılmış ve bir müddet Arakan katliamı unutturulmaya çalışılmıştır. Ancak, halen sosyal medyaya vahşet görüntüleri düşmeye devam etmekte olup, insani yardım kuruluşları ve Arakan’lı Müslümanların temsilcileri de bu görüntüleri doğrulamaktadırlar.
Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya, Mali’ye sözde demokrasi ve insan hakları getirmek için askeri müdahale yapan, ama netice itibariyle bu ülkeleri yağmalamak için işgal eden batının Arakan’da yaşanan gelişmeler karşısında sessiz kalması bizi şaşırtmamaktadır.
Afganistan’da, Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de, Çeçenistan’da, Bangladeş’de, Arakan’da hülasa tüm İslâm beldelerinde Müslüman kardeşlerimize bir bedel ödettiriliyor. Ne yazık ki, bu kardeşlerimizin dertleri ile dertlenmemiz, onlar için bir çözüm üretmemiz gerekirken; bizler bu zulmün müsebbi olan batının iki yüzlü zâlim idarecilerinden merhamet beklemekteyiz. Bizim problemlerimize ne AB, ne de BM bir çözüm getiremez. Çözüm, ancak D-8 etrafında toplanacak 60 müslüman ülkenin İslâm Birliği’ni kurmasıyla mümkün olabilir. Şu anda dünyada sözde iki milyar Müslüman var, ancak yaşanan zulümler karşısında hiç ses çıkmıyor. Acaba neden ümmet bu halde? Bu hususta Allâh’ın Rasulü’nün bildirmiş olduğu hakikatlere bir kulak verelim:
Rasullullah (s.a.v) Efendimiz buyurdular ki;
“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) biribirlerini davet edecekler.”
Birisi: “Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi.
Rasûlullah (S.A.V)Efendimiz; “Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çer çöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak.” buyurdu.
Yine bir adam: “Vehn nedir ya Rasûlullah?” diye sorunca:
“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.”buyurdu. (Ebu Davud)
İşte ümmet olarak biz ne zaman ki dünyayı sevdik, ölümden korktuk ve cihâdı terk ettik; Allâh (C.C), bize bu zâlimleri musallat kıldı.
Allâh’ım! Bizleri kâfirlere karşı muzaffer kıl, kalbimizden dünya sevgisini ve ölüm korkusunu çıkar, bize ceddimizde olan cihâd ruhunu tekrar kuşanmayı, anlamayı ve bununla amel etmeyi nasip eyle. (Âmin).
25/11/2016
Ş.Urfa Din-Bir-Der Yönetim Kurulu Üyesi
Enes BAKIRCI
YORUMLAR